BİLGİ Mİ AHLAK MI ![]() Tarihten günümüze, bilginin itibarı her zaman takdir edildi. “İlim Çin’de de olsa alın” hadisi şerifi ilmin ehemmiyetini haber veriyor. Ancak bugün için bilgi nereden öğrenilecek, bu biraz detaylanmış durumda. Çünkü çok fazla bilgi var ve faydalıları faydasızlardan ayırmak ayrı bir kabiliyet gerektiriyor. Bu dönem, öğrendiklerinden yeni bakış açıları geliştiremeyen kişilerin, öğrendiğini sanarak yarış içerisinde oldukları öğrencilerin gerisinde kalma problemleri ortaya çıkardı. Gelecek yıllarda eğitim kurumları bu problemle sürekli yüzleşmek zorunda kalacak. Bu açıdan gelecekteki eğitimcilerin en önemli görevi, öğrenmeyi öğretmek olacak gibi görünüyor. Eğitim kurumlarına ihtiyaç devam edecek mi? İlim tahsil etmek için yüzyıllardır değişmeyen kaide, bir eğitim kurumuna gitmekti. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için çeşitli şartların yerine getirildiği bir çatının mevcudiyeti doğal olarak en önemli unsurlardan biri olmaya devam edecek. Son birkaç yıldır bilişim teknolojilerinde meydana gelen değişim ve gelişim ise süreci çok farklı boyutlara taşıdı. Henüz iki-üç yaşlarında cep telefonu, tablet bilgisayar gibi teknolojik ürünlerle tanışan yeni nesil, bilişim teknolojisinin kurduğu havuzlara ulaşabilir oldu. Bu da onu aşırı özgüvene itti. On yaş ve üzeri yeni neslin ayağını yerden kesen internet ve bilişim ürünleri gerçekten öyle mi, bu ayrı bir bahis. Ancak eğitimcilerin, teknolojinin oluşturduğu yeni beklentilere cevap vermek için yeni şeyler yapması şart oldu. Bilişim teknolojileri alanında çalışanların tahminleri çok kısa süre içerisinde eğitim-öğretim ihtiyaçlarının internet üzerinden büyük ölçüde karşılanacağı yönünde. Fakat çok büyük bir öğrenci kitlesine hitap eden okulların buna uyum sağlaması aynı hızda gerçekleşir mi sorusunun cevabı için bir süre daha beklemek gerekecek gibi görünüyor. Ama yine de ülkemizde ve dünyada eğitim bakanlıklarının sürdürdükleri alt yapı çalışmaları, gelecek yıllarda eğitim sisteminin bugünlerden çok farklı olacağının ipuçlarını vermektedir. Yakın gelecek için eğitim tahminleri Bugünün projeleri bundan 40-50 yıl önce yapıldı. 2020-2030’un nasıl olacağı da bugünlerde şekilleniyor. Sınıfların demirbaşları arasına girmeye başlayan akıllı tahtaların eğitim-öğretime kattıkları bunlardan sadece biri. Ayrıca öğrencilerin ellerindeki tablet bilgisayarlar ile bu tahtaların konu içeriklerine sahip olmaları, donanım destekleri ile birlikte eve taşıyabilmeleri bugünün değil yakın geçmişin bir ürünü. Gelecek ise bugünün biz insanları tarafından şekillendirilecek. “Geçmişle Gelecek Arasında” kitabının yazarı Arendt Hannah’ın dikkat çeken bir tespiti vardı. Bir insana kötülük yapmak istiyorsan, kısaca ona sen bu işi başaramazsın demen yeterli olacaktır. Gelecek için genel olarak hayat kalitesi artacak ve daha bilgili bir toplum olacağız düşüncesi hâkim. Ancak bu geleceği kimlerin tasarlayacağı meçhul. Eğitimciler kendi içinde bulundukları sisteme güvenmeyip, biz bu işi yapamayız, dediklerinde geleceği kaybettik demektir. En önemli nokta olan inanç meselesini çözdüğümüzü farz edelim. İş burada bitmiyor, elbette birtakım olumsuzluklar var. En başta teknolojiler öğretime odaklı olacağı için olumlu davranış değişimi ve gelişimini içeren eğitim boyutu göz ardı edilecek. Bunun için alternatif çözümler üretmek gerekecek. Geleceğin ana problemi ahlak eğitimi olacak Batı’da sanayi devrimi sonrasında toplumların yapısında hızlı bir değişim yaşandı. Günümüzde özellikle Batı toplumları gençlik açısından önemli sayılabilecek nitelikte ahlakî problemlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Birçok kurum bundan olumsuz etkilendi. Bu bozulmayı ortadan kaldırmak için çeşitli çabalar ortaya konuldu. Geleceğin probleminin ahlak eğitimi olacağını düşünen eğitim kurumları kolları sıvayarak karakter eğitimine odaklandılar. Aslında karakter eğitimini gerekli kılan temel sebep, aile kurumunun çöküşüdür. Aile, çocukların karakter oluşumunda ve ahlak eğitiminde birinci faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Karakter özelliklerinin çoğu da çocukluk yıllarında ailede kazanılmaktadır. Gelecekte, ailenin bıraktığı bu boşluğu doldurabilen eğitim kurumları başarıya ulaşacaklardır. zaman takdir edildi. “İlim Çin’de de olsa alın” hadisi şerifi ilmin ehemmiyetini haber veriyor. Ancak bugün için bilgi nereden öğrenilecek, bu biraz detaylanmış durumda. Çünkü çok fazla bilgi var ve faydalıları faydasızlardan ayırmak ayrı bir kabiliyet gerektiriyor. Bu dönem, öğrendiklerinden yeni bakış açıları geliştiremeyen kişilerin, öğrendiğini sanarak yarış içerisinde oldukları öğrencilerin gerisinde kalma problemleri ortaya çıkardı. Gelecek yıllarda eğitim kurumları bu problemle sürekli yüzleşmek zorunda kalacak. Bu açıdan gelecekteki eğitimcilerin en önemli görevi, öğrenmeyi öğretmek olacak gibi görünüyor. Eğitim kurumlarına ihtiyaç devam edecek mi? İlim tahsil etmek için yüzyıllardır değişmeyen kaide, bir eğitim kurumuna gitmekti. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için çeşitli şartların yerine getirildiği bir çatının mevcudiyeti doğal olarak en önemli unsurlardan biri olmaya devam edecek. Son birkaç yıldır bilişim teknolojilerinde meydana gelen değişim ve gelişim ise süreci çok farklı boyutlara taşıdı. Henüz iki-üç yaşlarında cep telefonu, tablet bilgisayar gibi teknolojik ürünlerle tanışan yeni nesil, bilişim teknolojisinin kurduğu havuzlara ulaşabilir oldu. Bu da onu aşırı özgüvene itti. On yaş ve üzeri yeni neslin ayağını yerden kesen internet ve bilişim ürünleri gerçekten öyle mi, bu ayrı bir bahis. Ancak eğitimcilerin, teknolojinin oluşturduğu yeni beklentilere cevap vermek için yeni şeyler yapması şart oldu. Bilişim teknolojileri alanında çalışanların tahminleri çok kısa süre içerisinde eğitim-öğretim ihtiyaçlarının internet üzerinden büyük ölçüde karşılanacağı yönünde. Fakat çok büyük bir öğrenci kitlesine hitap eden okulların buna uyum sağlaması aynı hızda gerçekleşir mi sorusunun cevabı için bir süre daha beklemek gerekecek gibi görünüyor. Ama yine de ülkemizde ve dünyada eğitim bakanlıklarının sürdürdükleri alt yapı çalışmaları, gelecek yıllarda eğitim sisteminin bugünlerden çok farklı olacağının ipuçlarını vermektedir. Geleceğin eğitimcilerinin sahip olması gereken temel nitelikler
Geleceğin başarılı öğretmen ve öğrencisi nasıl olacak?
İnsan ve Hayat Dergisinden alınmıştır. Yazıyı Sitesinden okumak için TIKLAYINIZ. |
970 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |