İlim ve Tarihin Zirvedeki Mekanı ![]() Bedan’a ithaf ettiğimiz böyle bir başlığın mübalağa olmadığını, bilakis köyün bu başlığı taşımakta tam bir liyakat göstereceğini, yazımızı okudukça daha iyi anlayacağınızı ümit ediyoruz. Sizlere Gündoğmuş’un en uzakta ve en yüksekte olan köyünü, Bedan’ı anlatırken klasik bir köy tanımdan çıkarak tarihi, milli ve manevi bir yolculuk yapacağımız düşüncesindeyiz. İlçe merkezine 56 km uzaklıkta ve 1150 metre rakımında olan Bedan Köyünün Güneyinde Karaköy, Kuzeyinde Çoban Ece Dağı ve Yelli Bel, Doğusunda Alanya’nın Bademağacı ve Hacımemetli Köyleri ile Çamlıalan Köyü, Batısında ise Akyarı Köyü bulunmaktadır. Şu an 272 kişinin yaşadığı Bedan’ın göç edenlerle beraber nüfusu 2000’e yakındır. Köyün kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bilinen tarihi 1475 yılına kadar inmektedir. 1500 yılında Giraneş (Girenes ) Nahiyesine bağlı iken, 1555 yılında Nağlu Nahiyesine bağlı olduğu, 19. Y.yılda ise Seyyid Mahmut Nahiyesi sınırları içerisinde yer aldığı Osmanlı Devlet Arşivi kayıtlarından anlaşılmaktadır. Tarihi bu kadar eskilere dayanan Bedan’ın, tarihi eser ve vakıalarla dolu olması pek şaşırılmaması gereken bir hakikattir. Son derece mazbut ve muhafazakâr bir yapıya sahip olan köyde tarih boyunca ilme ve eğitime çok önem verilmiştir. Özellikle Dini Eğitim geçmişinin ve günümüzün her safhasında ön plana çıkmış, bu sahada köyde yapılar yapılmış ve mühim şahsiyetler yetişmiştir. Köyde şu anki merkez caminin arkasında yapımı 1820 yılına dayanan bir medrese açılmış olup burada binlerce, evet yanlış okumuyorsunuz binlerce talebe okutulmuştur. Hatta bir ara aynı anda 300 talebenin bir arada eğitim aldığı rivayet edilmektedir. Medrese, 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkınca kapatılmış olup, daha sonra da bina yıkılmıştır. Kısa bir geçiş sürecinden sonra Bedanlılar, ilme ve alime verdikleri ehemmiyetin bir eseri olarak, köyde ilk mektebin açıldığı yıllarda, (1966 yılında) bir de Kur’an Kursu açarak medresede verilen dini eğitimin devamını sağlamışlar, buradan aldıkları ilim ve feyizle yetişen yüzlerce Kur’an Hadimi, Ülkemizin ve hatta Dünyanın dört bir yanında Hamele-i Kur’an (Kur’an Hizmetkarları, yüklenicileri) olarak hizmet yapmaktadırlar. Açılan Kur’an Kursu 1980 İhtilaline kadar faaliyette kalmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında büyük sıkıntılar yaşayan köy halkı sadece Dini Eğitimle sınırlı kalmayıp Milli Eğitime de çok önem vermişlerdir. Köy 1960’lı yıllardan sonra yatırım ve yenilikler ile tanışmaya başlamıştır. 1963-1967 yılları arasında muhtarlık yapan Hasan UYSAL (Marangoz Hasan Usta), 1966 tarihinde İlkokul binasını yaptırarak köyde Eğitim ve Öğretimi başlatmıştır. 1964 yılında imece usulü ile yolu yaptırmış ve köy halkı ilk araba ile tanışmıştır. Köye içme suyu yine aynı muhtar döneminde 1967 yılında 4800 m mesafeden getirilmiştir. Halen Hayatta olan Marangoz Hasan Ustanın evinde dedesinden kalma 250 yıllık ahşap bir sandığın olduğu bilinmektedir. 1980 İhtilalinden sonra çocuklarını ortaokul, lise ve yüksek öğretime de yönlendiren Bedanlılar bu sahada da birçok bilim adamı çıkmasını sağlamışlardır. Bugün bir çok öğretmen, avukat , mimar, mühendis, mali müşavir, eczacı vb. çeşitli alanlarda hizmet vermektedir. Yetişen bu öğretmenlerden Durali MOR mısra başlarına Bedan’ın harflerini yerleştirerek Bedan hasretini şöyle dile getirmiştir: Bazen hatıraların depreşir anılarımda.
Kanayan yaramdır sensizlik bağrımda
Köy mezarlığı, çok eski mezarların bulunduğu, içinde bir türbenin ve iki tane de yatırın olduğu bir mezarlıktır. Yatırlar hakkında çeşitli rivayetler olmakla beraber kesin bir bilgi yoktur. Türbe içinde ”Demirtaş Kargı Dede” namında bir zatın yattığı bilinmektedir. Bu zata ait var olduğu bilinen zaviye “Kızgın Dev Demirtaş“ ismi ile 1332 tarihli Salnamede geçmektedir. Hepsini buraya alamadığımız hususiyetleriyle ve de coğrafyasıyla zirveye oturan Bedan Gündoğmuş’un tüm köyleri gibi göç vermesine rağmen kalabalık köylerin başında gelmektedir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylüler kendilerini anca geçindirecek kadar gelire sahip olmalarına rağmen her zaman hallerine şükredip, kanaatle sabrederler.
Faruk ATEŞ/Tarih Bilim Uzmanı |
589 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |